Meme Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Sevde KAPU
Türkçe Yayın
Published in
5 min readOct 7, 2020

--

Kanser dünyadaki ölümlerin ana nedenlerinden birisidir. Yapılan araştırmalar 2008 yılında kanser kaynaklı 8 milyon ölümün kaydedildiğini ortaya koymaktadır. Bu oranın 2030 yılında 11 milyona ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Meme kanseri, kanser türleri arasında en sık görülen 2. kanser türüdür. Kadınlar arasında ise en sık görülen kanserdir. Meme kanserinin görülme sıklığı ırk ve etnik kökene göre değişiklik göstermesine karşın yapılan araştırmalar ortalama her 8 kadından birinde (%12,4) meme kanseri görüldüğünü ortaya koymaktadır. [1]

Tüm kanser türlerinde olduğun gibi meme kanseri tedavisinde erken teşhis ve tedavi büyük önem taşımaktadır.

Meme Kanseri

Meme Kanseri Nedir?

Kanser bir organ veya dokudaki hücrelerin istemsiz olarak bölünüp çoğalması ile ortaya çıkan kötü huylu tümörlerdir. Meme dokusunu oluşturan hücrelerde ortaya çıkan kontrolsüz çoğalmalar ise meme kanseri olarak tanımlanmaktadır.

Meme kanserinin bazı türleri süt kanallarında, bazı türleri ise süt bezlerinde ortaya çıkmaktadır. Meme kanserinin türü uygulanacak tedavi/tedavilerin belirlenmesi açısından önemlidir.

Meme kanseri olguları erken dönemde belirti vermeden yavaş bir şekilde ilerleyebilmektedir. Bu nedenle erken dönemde tespit edilmesi her zaman mümkün olmamaktadır. Erken dönemde tespit için kadınların aylık düzenli olarak kendi kendilerine yapacakları meme muayeneleri ve doktorlar tarafından uygun görülen aralıklarla yapılan taramalar önemlidir.

Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Meme kanseri belirtilerinin bilinmesi ve takip edilmesi kanserin erken dönemde tespit edilebilmesini sağlamaktadır. En belirgin ve hastaların kanseri tespit etmesine yardımcı olan belirti memede veya koltuk altı kısmına doğru ele gelen kitlelerdir.

Hastalarda görülen başlıca meme kanseri belirtileri şu şekilde sıralanabilir;

· Memede elle hissedilen bir sertlik veya kitle,

· İki meme arasında son dönemde ortaya çıkan asimetri,

· Meme başında veya meme cildinde içe doğru çekinti,

· Memede kızarıklık, yara, egzama, kabuklanma, çatlama,

· Meme cildinde portakal kabuğuna benzer görünüm,

· Meme başında şekil veya yön değişikliği,

· Memede olağan dışı şişlik veya boyut artışı,

· Meme başından özellikle pembe, kırmızı renkte akıntı;

· Koltuk altında sertlik, şişlik veya kitle olmasıdır.

Bazı meme kanserleri memede enfeksiyon görünümü şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bu tür kanserlere, inflamatuar meme kanseri ismi verilmektedir. Meme kanserinin tehlikeli bir türüdür. Emzirmeyen kadınlarda emziren kadınlara nazaran daha sık görülmektedir. 2 haftada ilaç tedavisi ile geçmeyen meme iltihaplarında mutlaka parça alınarak kanser taraması yapılması önerilmektedir.

Meme Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Meme kanserinde risk faktörleri iki gruba ayrılarak incelenmektedir. Bunlar değiştirilemez ve değiştirilebilir risk faktörleridir.

Değiştirilemez risk faktörleri taşıyan kişilerin bu risk faktörlerini önleme imkânı yoktur. Ancak risk grubunda bulunan kişiler düzenli kontrollerini yaptırarak kanserin erken dönemde tespit edilmesini sağlayabilir.

Değiştirilemez Meme Kanseri Risk Faktörleri

· 50–70 yaş arasında ve menopoz sonrası dönemde olmak,

· Ailesinde (anne veya baba tarafında) meme kanserine yakalanmış akrabaları olmak,

· Adet başlama yaşının erken (12 yaşından önce adet olunması),

· Menopoz yaşının geç olması (55 yaşından sonra menopoza girmek),

· BRCA1, BRCA2 genlerinin ( kanser yapan genler) kişide bulunması,

Kanser tanısında genetik faktörler oldukça önemlidir. Kanser genleri bireye anne babasından geçebilir. Eğer bireyin annesinde, kız kardeşinde yani birince derece yakınlarında meme veya yumurtalık kanseri varsa bu kadınlarda normal kadınlara oranla meme kanseri görülme riski 2 kat daha fazladır. Ailede kanser olan birey sayısının fazla olması ve kansere yakalanma yaşının erken olması bireylerde kanser görülme riskini daha da arttırmaktadır.

Değiştirilebilir (Önlenebilir) Meme Kanseri Risk Faktörleri

· Hiç doğum yapmamış olmak,

· İlk doğumunu 30 yaşından sonra yapmak,

· Doğum yapmış fakat bebeğini emzirmemiş olmak,

· Aşırı kilolu olmak, (özellikle menopoz sonrası fazla kilo almak ve doymuş yağlardan zengin gıdaları fazla miktarda tüketmek.)

· Alkol ve sigara kullanımı

· Uzun süreli hormon tedavisi almak,

· Hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olmak,

Bu risk faktörleri önlenebilir faktörlerdir. Yukarıda bahsedilen faktörlere dikkat edilerek kansere yakalanma riski azaltılabilir. Örneğin özellikle menopoz sonrasında spor yaparak ve hareketli bir yaşam tarzı benimseyerek bireyler hem fazla kilolardan korunabilir hem de buna bağlı kanser riski azaltılabilir. Aynı şekilde sigara ve alkolden uzak durulması da kanser riskini azaltmaktadır.

Özellikle genetik olarak kanser yatkınlığı olan bireylerin önlem alması kanser riskinin azaltılması açısından önemlidir.

Meme Kanseri Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Meme kanseri olgularının önemli bir kısmı (%70’i) hastaların kendi kendine yaptığı kontroller ile tespit edilmektedir. Bu nedenle 20 yaşından sonra her kadının ayda bir kez adet başlangıcından bir hafta sonra ayna karşısında kendi kendine meme muayenesi yapması önerilmektedir.

Bunun dışında meme kanseri tespitinde mamografi, meme ultrasonu, manyetik rezonans (MR), biyopsi, PET-CT (Pozitron emisyon tomografisi) gibi yöntemlere başvurulmaktadır.

Kendi Kendine Meme Muayenesi Nasıl Yapılır?

Meme muayenesi 20 yaşından sonra her kadın tarafında düzenli olarak yapılmalıdır. Muayene birkaç aşamadan oluşmaktadır. İlk olarak ayna karşısında görsel muayene yapılır. Bunun için ayna karşısına geçerek memelerin simetrik olup olmadığı kontrol edilir. Memelerde görünür bir kitle araştırılır, meme derisinde herhangi bir çöküntü veya renk değişikliği olup olmadığına bakılır.

Kendi Kendine Meme Muayenesi

Sonrasında aynı işlem eller yukarı kaldırılarak ve yana açılarak tekrarlanır. Son olarak yatarak muayeneye geçilir. İlk olarak sağ meme kontrol edilir. Muayene sol elin 2–3 parmak ucu ile gerçekleştirilir.

Meme başı çevresinden başlayarak ve meme dokusuna hafifçe bastırarak saat yönünde dairesel hareketler ile herhangi bir duyarlılık veya kitle olup olmadığı kontrol edilir. Tüm meme muayene edildikten sonra koltuk altına bakılır. Sol meme ve koltukaltı da benzer şekilde değerlendirilir.

Yaş Aralığına Göre Meme Kontrolü Yapılma Sıklığı Nasıl Olmalıdır?

Meme kanseri ile alakalı herhangi bir risk olmasa bile her kadının 20–30 yaş aralığında üç yılda bir, 40 yaşından sonra ise her yıl klinik meme muayenesi için genel cerrahi uzmanına başvurulması önerilmektedir.

Mamografi için ise 40 yaşından sonra yılda bir kez doktora başvurulması önerilmektedir. İlk muayeneden sonra ise kontrol sıklığı doktorun önerisine göre belirlenmelidir.

Meme Kanseri Tedavisi Nasıl Planlanır?

Meme kanseri tedavisi birkaç farklı branşın gözetimi altında planlanmaktadır. Bunlar cerrahi, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi branşlarıdır.

Tedavi için ilk olarak fiziksel muayene ile kitle tespit edilir. Sonrasında tru-cut (kesici iğne) biyopsi alınır. Tedavi patoloji sonucuna göre planlanır. Biyopsi sonucuna göre bazı hastalarda ilk olarak cerrahi müdahale uygulanır. Bazı hastalarda ise ilk olarak kemoterapi uygulanır.

Fiziksel muayenede tespit edilemeyen fakat mamografi de tespit edilen kitlelerde ise tel ile işaretleme sonrası cerrahi biyopsi yapılır.

Erken Evre Meme Kanseri Tedavisi

Erken dönemde tespit edilen olgularda memenin tamamının alınmasına gerek kalmadan yalnızca tümörün çıkarılması ile tedavi yapılabilmektedir. Erken tespit edilen bazı durumlarda ise hastaya kemoterapi dahi verilmeden tedavi yapılabilmektedir.

Hastaya kemoterapi verilip verilmeyeceğine hastanın tümörü genetik olarak incelenerek bireysel olarak karar verilmektedir.

İleri Evre Meme Kanseri Tedavisi

Meme kanseri hem meme içerisinde hem de başka organlara doğru yayılma gösterebilmektedir. Günümüzde geliştirilen hedefe yönelik ilaçlar sayesinde yayılmış kanser durumlarında bile yüz güldürücü sonuçlar elde edilebilmektedir.

Akıllı ilaçlar sağlıklı hücrelere zarar vermeden yalnızca kanserli hücrelere tutunmakta ve bu hücreleri öldürerek kanserin ortadan kaldırılmasına katkı sağlamaktadır. Bu sayede meme ameliyatına uygun olmayan hastalarda bile cerrahi müdahale şansı ortaya çıkmaktadır.

[1] https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6462164/

Katkılarından dolayı Prof. Dr. Mete Dolapçı’ya teşekkür ederiz.

https://www.metedolapci.com.tr/

Meme kanseri teşhis ve tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.

--

--